Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, NTV canlı yayınında Seda Öğretir ve Ahmed Arpat’ın sorularına karşılık verdi.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:
“Yarış birinci çeşitte biter. Seçim meydanları hoş. Meydanlar demokrasi istiyor, iktisadın düzelmesini istiyor. Çıkış istiyor, umut istiyor, bahar istiyor. Problemsiz hiçbir alanımız yok, saray hariç. Onun dışında her kesim problemlerden çıkmak, kurtulmak istiyor.
İMAMOĞLU’NA MİTİNGDE TAŞLI SALDIRI
Elinde Türk bayrağı olan 7-8 yaşındaki bir çocuğa kim hangi münasebetle taş atar. Hangi vicdan sahibi buna evet der? Elinde taş olan bireyler bunu güvenlik güçlerinin nezaretinde yapıyorlar. Bütün bu olayların temel sorumlusu sarayda oturan kişidir. Toplumu bu kadar germenin mantığı var mı? Bu seçim sürecinde bir defa dahi ismini ağzıma almadım.
“DEVLET SAHİPSİZ KALDI”
Hayatımda hiç duymadığım palavraları bu periyotta duydum. Bu kadar karalamaların olduğu bir seçim hatırlamıyorum. Cumhurbakanlığı makamı devletin sigortasıdır. Son başvurulan ve sıkıntıların çözüldüğü makamdır. Bırakmışsınız orayı, devlet sahipsiz kaldı, asıl beka sorunu budur. Bunu yapanlar insan değildir. Bindirilmiş kıtalar üzere. Aslında sayıları da fazla değildi. Tahrik edenler kim, orayı yönetenler.
Kim gözaltına alındı? Herhalde gidecekler, CHP vilayet liderini gözaltına alacaklar. Bütün bunlara karşın tüm vatandaşlarıma sesleniyorum, lütfen fakat lütfen sakin olun. Seçime gidiyoruz, savaşa gitmiyoruz.
Kim bunları tahrik etti? Taş atanlar değil onlara ataş attıranları ben istiyorum. Kim onlara taş atın diye talimat verdi, bana asıl onlar lazım. Vali neden bu kadar yetersiz kaldı? Polis neden kılını kıpırdatmadı? Polise dokunma talimatını kimler vardı? Bize bunlar lazım.
İNCE’NİN ADAYLIĞI
İnce’ye teklif yapıldı. Detaylara girmek istemem lakin medyada da yer aldı. İnce ile görüşmemizden sonra Engin Altay’ı Muharrem beyefendiye gönderdim.
Geçmişe yönelik yapacağımız sorgulama kul hakkı yiyenler, yolsuzluk yapanlar ile ilgilidir. Bununla ilgili halim son derece net. Kim olursa olsun babam bile olsa yolsuzluk yapmış ve ben göz yumamam, ben devleti yönetemem.
Sayın Davutoğlu da sayın Babacan da hayatlarına, mal varlıklarına bakın. Biz demokrasi için bir ortaya gelmiş bireyleriz. Üç yıl içinde yoksulluğu bitireceğim. Biz altı önder bir ortadayız. Doğal olarak CHP listelerinden aday olanlar kendi partilerine gideceklerdir. Hiçbir tartışma olmasın diye 2 bin 400 unsurluk metin hazırladık. Her alanda neyi öngörüyorsa hepsi orada var. Altı başkan imzalamışız. Münasebetiyle hiçbir ihtilaf çıkmayacak.
HDP DAYANAĞI TARTIŞMALARI
Kandil’den Millet İttifakı’nı desteklemeye yönelik bir açıklama kimin işine fayda? Bizi mi destekliyorlar, onları mı destekliyorlar? Akıl var, mantık var. Terör örgütü kalkıp da ben seni destekliyorum diyorsa aslında bu karşı tarafı destekliyorum demektir.
‘Terör örgütünün ismini niçin seslendirmiyorsun’ diyorlar. Açın MSB’nin, TSK’nın sitesini “bölücü terör örgütü” sözünü kullanırlar.
Bunlar kendi çocuklarını paralı askere gönderdiler, ben göndermedim. Artık onlar mı vatansever ben mi? Suriye’de 34 askerimiz şehit edildi, Putin’in kapısında nefes aldı. Yahu şehit edilen bizim askerlerimizü, senin orada ne işin var? Gitti, kordiroda bekletti, kronometreyi çalıştırdı. Hani dünya lideriydin!”
Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana “Arap dünyasına karışmayın” denmiştir. Ortadoğu bir bataklık. Söyledik, uyardık, yapma dedik. Büyük Ortadoğu’nun eşbaşkanıyım dedi. Buyur lider, ne yapıyorsun sen! Düne kadar hakaret ettikleri adamımların kapısına gittiler para dilenmeye. Türkiye’yi dilenci durumuna düşürmeye kimin hakkı var?
“TERÖR BİR İNSANLIK SUÇUDUR”
En sonunda baktılar olmuyor, uyuşturucu baronlarının paralarını Türkiye’ye getirdiler. Sekiz sefer kanun çıkardılar, ‘Paranı getir kovuşturma yapılmayacak’ diye.
Terör bir insanlık kabahatidir, nereden ve kimden gelirse gelsin. Terörle gayret bir devletin en yasal vazifesidir. Devlet devlet üzere çalışsaydı, pek çok şey çok daha erken çözülürdü. Dışişleri Bakanlığını devre dışı bıraktılar. Yahu rüşvet alan adamın büyükelçilikte ne işi var. İsmini söylüyorum, dava bile açamıyorlar. Siz bunu Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil etsin diye büyükelçi yapıyorsunuz.
HDP’YE VERİLEN KELAMLAR VAR MI?
Bizim bir partiye kelam verme bahtımız yok aslında. Bütün görüşlerimiz mutabakat metninde var esasen. Boşu boşuna gereksiz bir tartgışma gidiyor, yok masanın altı, yok masanın üstü. Bizim görüşümüz de net, HDP’nin dahil olduğu üçüncü ittifakın görüşü de net.
Bize dayanak veriyorlar, biz bu takviyeden mutluyuz. Şu bize takviye vermesin, o bize takviye versin, ölye bir şey yok. Herkesin oyunu istiyoruz. TBMM lokal idareler kanunu kabul etmiş. Mecliste kabul edilen yasaya karşı çık diyorlar. DSP ve MHP’nin olduğu bir devirde çıkan bir kanun. AB’ye tam üyelik sürecinde bu kanun kabul edildiğine nazaran Türkiye’nin faydasına olduğu düşünülerek TBMM’de kabul edildi.
Devletin yetkilileri var. Dışişleri, Adalet İçişleri bakanlıkları var. Alırlar bakarlar kanuna, bu ülkenin faydasına mı diye.
Türkiye niçin krizlere giriyor? Liyakatlı takımları olmadığı için. Şu sorulmalı bana. Merkez Bankası’nın başına inanç veren bir isim atayacak mısınız? Artık Türkiye’nin krizlere girmeyeceği bir yapıyı oluşturacağız.
Devlet bakidir lakin devleti partisine dönüştürürseniz işte bu hale gelir
Hayatı boyunca tek bir iktisat makalesi yazmamış kişi Merkez Bankası’na faizi indir talimatı veriyor. Kimsin sen ya! Devletteki bütün liyakatlı takımları çıkardılar ve devlet krizden çıkamıyor. Kamu bankalarının başına gelenlere bakın Allah aşkına! Devletin bankaları bir siyasi iktidarın sopası olarak kullanılabilir mi? Bağlantı Başkanlığı kendi vazifesini yapmıyor. Başkanlıkta çalışanların tamamı devlet memuru lakin tamamı siyasallaşmış, AK Parti’ye çalışıyorlar.
Kimlerle çalıştığını biliyoruz, yurt dışına paraları nasıl gönderdiklerini, hangi şirketlerle, hackerlarla anlaştıklarını da biliyoruz. Bu ülkenin hala namuslu, misyonunu yapan devlet memurları var ve bu gidişten rahatsızlar.
Bunlar bu gidişin düzelmesi için elbette ki gelip bilgi veriyorlar. Devlete sadık, devletini seven, gidişten rahatsız olan ve bunun düzelmesini isteyen bürokrasi var bu ülkede. Bürokrasi tümüyle ele geçirilmiş değil. Erzurum’a hücuma bile kendileri yaptılar diyenlerden her şey beklenir. Bağlantı Başkanlığı palavra üretme makinası şu anda.
Senin hackerlarla ne işin var! Devletin kurumunun yurt dışındaki hackerlarla ne işi var Allah aşkına! Diğer ülkelerin istihbarat örgütlerinin kucağına düştüler. Sorumlu bir kişi olarak kendilerini uyardım.
Yayınlasınlar, ellerinden tutan mı var? Yarım saat içinde uydurma olduğu ortaya çıkıyor esasen. Deniz Kuvvetlerinin gemisi AK Parti’nin seçim otobüsü oldu. Akıl alacak şey değil. Ne işiniz var sizin orada. Bu ulusal bir sorundur.
Bir taraftan bunu yapıyorsun, bir taraftan Tank Palet’i Katar’a satıyorsun.
17-25’in tamamı doğrudur. Davalar açıldı, kasetlerin tümünün mahkemeye gelmesini, incelensin istedim. Getirtmediler, korktular. 17-25’i anlatıyorum, daha sonra benim sesimi kullanarak diğer bir şey yaptılar, depp fake. O konuşmaların tamamı yüzde yüz doğrudur.
YARDIMCILARIN VAZİFE DAĞILIMI
Eskiden Bakanlar Konseyi yok muydu? Karara alınıyor muydu, alınıyordu. Biz yedi kişi bir ortaya oturacağız, niçin karar alamayalım? Bu mevzuyu şimdi daha altı başkan oturup konuşmadık. Sorumluluk nasıl paylaşılacak, onu oturup konuşacağız kendi ortamızda. Evvel şu seçimi bir alalım, memlekete bahar havası gelsin.
EKONOMİ VAATLERİ
Durum ve hasar tespit kurulu kuracağız. Komitesi namuslu bürokratlardan oluşturacağız. Altı başkanın önüne Türkiye’nin gerçek ekonomik durumu nedir, koyacaklar. Merkez Bankası’nın durumu nedir, bilen var mı? 128 milyar dolar art kapıdan satıldı. Kur muhafazalı mevduatın bu ülkenin sırtına getireceği yük nedir? Bütün bunların hepsini saptayacağız.
İki, stratejik planlama teşkilatı kuracağız. Bir devlet şayet planlama yapmazsa, o devlet devlet değil. Koskoca devleti plansız bıraktılar. Altı başkanın önünde öncelikleri bürokratlar belirleyip getirecek. Ondan sonra siyasi tercih yapılacak. İstişare bizim temel gayelerimizden birisidir.
Hazine ve Maliye Bakanlığını ayıracağız. Mutabakat metninde var. Birinci kuralımız şu, devlet saydam olacak. Devlet, vatandaşından zımnî bir şey yapmamalı, güvenlik hariç. Vatandaştan toplanan verginin nerelere ne kadar harcandığını oturup bildirecek. Bunu bildirmeyen ülkede demokrasi yok demektir. Ulusal vergi kurulu kuracağız. Kurul vergilerin nereye harcandığını her yıl açıklayacak.
Bu birebir vakitte demokrasinin güçlenmesine yol açacak.
AK Parti’nin penceresinden bunların hiçbiri gerçekleşemez. Ben 27,5 yıl bu devlette çalıştım. Hesap uzmanı olmak kolay değildir. Hesap uzmanlığını kazandım. Benim 27,5 yılım bütçe nasıl yapılır, tasarruf nasıl yapılır bunlarla geçti.
Siz kaynağı gerçek ve yerinde kullanırsanız bir sorun yok. Daha evvel en düşük memur maaaşı taban fiyatın 2,5 katıydı, artık 1,4 katı. Niçin o denli oldu, niçin memur yoksullaştı? Bir şey gerçekleşiyor Türkiye’de. Geniş kitlelerden alınan vergiler bir avuç bireye aktarılıyor, bizim beşli çete dediğimiz. Hani siz milliyetçiydiniz. Türk lirası yerlerde sürünüyor, ne oldu! Hani ekonomisttin! Zati ekonomist olmadığı da ortaya çıktı. Kendisi zenginleşiyor, yakın etrafı zenginleşiyor, beslediği çeteler zenginleşiyor, uyuşturucu baronları zenginleşiyor lakin halk yoksullaşıyor.
Yahu bu ülkede halk soğana muhtaç olur muydu! Oturmuşlar iktisat tartışılmasın diye efendim falan terör örgütü, yopk masanın altı. Bırak bunları kardeşim. Terörist varsa ve yakalamıyorsan aslında cürüm işliyorsun.
Faili meçhul düşmanlar, ne olduğu belirli olmayan düşmanlar. Ondan sonra bunun üzerinden siyaset yürütüyorlar. Akıllarını yitirdiler. Kaybedeceklerini biliyorlar, kaybedecekler. Milletin tahammülü kalmadı.
İHRAÇ EDİLEN KHK’LILAR DÖNECEK Mİ?
Af çıkarılacaksa TBMM kabul edecek, benim TBMM ismine konuşma hakkım var mı! Benim söylediğim şu, adalet istiyorsanız yargıya güveneceksiniz. Kişiyi kamudan atmışsınız, FETÖ’cü ya da öbür bir nedenle. Gitti savcıya, savcı belgeye baktı, takipsizlik kararı verildi. Vazifesine iade edilmesi lazım, yasalar bu türlü. Hayır ben seni vazifeye iade etmeyeceğim diyor.
Savcı önemli buluyor, soruşturma açıyor. Mahkemeye gidiyor, beraat ediyor. Ne yaparsınız, misyona iade edersiniz. Bunlar vazifeye iade etmiyorlar. Ben onların tamamını misyonlarına iade edeceğim. Mahkeme kararını uygulamayacaksam, bu mahkemeleri tanımıyorum demektir. İşine geleni uygulayacak, işine gelmeyeni uygulamayacaksın. Hukuk devletinde ikili standart olmaz. AYM kararını uygulamayan hakim ‘ben anayasayı takmam’ diyor. Gücü nereden alıyor, saraydan alıyor. Sen kim oluyorsun da AYM kararını uygulamıyorsun! Uygulamak zorundasın, anayasa çok açık söylüyor, idareyi bağlar ve herkes uygulamak zorunda diyor.
Bu ülkede o kadar garip şeyler oldu ki, Hayatı boyunca tek bir Yargıtay kararının altında imzası olmayan, Yargıtay tarafından AYM üyeliğine seçildi. Bu yüz karası bir olaydır.”
