MHP Genel Lider Yardımcısı Semih Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, 14 Mayıs akşamından itibaren birkaç günde olup bitenler objektif bakış açısıyla analiz edildiğinde Türkiye’de siyaseti dizayn eden yegane güç odağının Türk milleti olduğunun görüleceğini kaydetti.
Milletin 14 Mayıs’ta istikrara, doğruluğa oy verdiğini, kaosu, karmaşayı, meçhullüğü değil, huzur, güvenlik ve iyiliği seçtiğini aktaran Yalçın, “Kavgayı değil, barış ve kardeşliği tercih etmiştir. Maceraya prim ve ruhsat vermemiştir. Palavrası, iftirayı, fitne ve entrikayı sandığa gömmüştür.” değerlendirmesinde bulundu.
Milletin mevcut problemlere karşın, “Yaparsa Cumhur İttifakı yapar” cümlesinde manasını bulan akılcı temayülü satın aldığını anlatan Yalçın, şöyle devam etti:
“(Millet) Cumhur İttifakı’na ‘Pek iyi’ notu, yola devam iletisi vermiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne ‘münasiptir’ demiştir. Zillet ittifakına kırık not vermiş, kulağını çekmiştir. Aleyhimizdeki bütün algı operasyonlarını ve siyasi mühendislik gayretlerini boşa çıkararak MHP’ye teveccüh göstermiştir.
Genel Başkan’ımız Sayın Devlet Bahçeli’nin liderliği ve bilge rehberliği altında partimiz, seçimlerden iki yıl evvel teşkilatlarımızın başlattığı saha çalışmalarının semerelerini görmüş, meyvelerini toplamıştır. MHP, klâsik tabanını konsolide etmekle kalmamış, devletimizin bekası ve milletimizin bütünlüğü uğrunda üstlendiği tarihi misyonun devamı için sağlam bir ruhsat almıştır.”
Yalçın, MHP’nin, birtakım bölgelerde oylarını arttırarak TBMM’de güçlü bir küme kurma imkanı elde ettiğini kaydetti.
İstanbul başta olmak üzere 81 vilayette MHP’ye oy vererek inanç ve itimadını izhar eden, partiye güç katan üç hilale sevdalı vatandaşlara teşekkür eden Yalçın, şunları aktardı:
“CHP’ye yıllardır seçim kaybettiren malum o baş, 14 Mayıs akşamı sandık sonuçları gelirken bile ‘Terk etmedi sevdam beni’ dizesine nazire yapılırcasına utanç verici hünerlerini sergilemiştir. O akşam, ‘kazandık, öndeyiz’ üzere palavra tabirlerle hem kamuoyu hem de zillet ittifakına oy veren kalabalıklar aldatılmaya devam edilmiştir.”
Yalçın, “uğrayacakları hezimeti gören CHP’liler tarafından mazeretler oluşturulmaya, uydurma münasebetler bina edilmeye çalışıldığını” belirterek, sandık sonuçlarına, Anadolu Ajansının bilgilerine ve YSK’ye itirazların, mağlubiyete kılıf arama, kayıplarını kamufle etme ve olası reaksiyonları öteki mecralara yönlendirme mazereti olduğunu tabir etti.
“KÜÇÜMSEYEN ZİHNİYET CHP’Yİ HİÇ TERK ETMEMİŞTİR”
Yalan ve iftira siyasetini, inkar siyasetinin takip ettiğini belirten Yalçın, şu sözleri kullandı:
“Daha 14 Mayıs akşamının birinci saatlerinden itibaren zillet ittifakının kaybedeceği aşikâr olmaya başlamıştır. Bunun üzerine, toplumsal medyayı aylardır allak bullak etmelerine karşın, milletin çoğunluğunun prestij etmediği CHP trolleri tekrar harekete geçerek seçmenlere hakarete başlamıştır.
Kahramanmaraş merkezli zelzelelerin vurduğu vilayetlerde Cumhur İttifakı’na seçmenin gösterdiği teveccüh ve itimada içerleyen troller ve yandaşlar, en ahlaksız suçlama ve küfürlere başvurmuşlardır. İşin doğrusu şudur: Halka zirveden bakan, küçümseyen, dayatmacı aydın tipini yansıtan zihniyet CHP’yi hiç terk etmemiştir. “
Yalçın, jakobenizmin, 1940’lı yıllardan itibaren CHP’nin topluma bakışının, iktidarda sergilediği icraatın ve muhalefette takip ettiği dışlayıcı, aşağılayıcı, hor görücü, seçkinci siyasetlerin temel ögesi haline geldiğini savunarak, şu görüşleri paylaştı:
“Birinci TBMM’den itibaren halkçılığı ve milliyetçiliği temel alan siyasi idare anlayışını hayata geçiren CHP, Atatürk’ün vefatından sonra adım adım özünden koparılmıştır. Bunun içindir ki Türk seçmeni 14 Mayıs’ta, ‘Ey CHP biz senin ciğerini biliriz. Sana güvenmeyiz’ iletisi vermiştir. 14 Mayıs’ta hakaret, iftira, pişkinlik, nefret hatası kaybetmiş, doğruluk, tutarlılık, hakikate iman, Allah’a bel bağlama kazanmıştır. ‘Allah’ın sopası yok ki’ diyenlere inat, Yaradan’ın sopası Türk seçmeni eliyle sandıkta zuhur etmiştir. Zillet cephesinin trol stratejisi geri tepmiş, halk toplumsal medya militanlarına prestij etmemiştir. Toplumsal medyanın siyasi düzlemde önemli bir tesir aktörü olmadığı, dikkate paha, tayin edici bir rol üstlenemediği ortaya çıkmıştır. Toplumsal medyadaki trollerin algı çalışmalarının, TikTok misali cümbüş ve geyik vasıtası olarak kaldığı, toplumun genel eğilimine de asla etki etmediği görülmüştür. Öteki yandan seçimler sonrasında başlatılan ahlaksızca akın, sövgü ve iftira furyası, sandığa iradesini yansıtan halk çoğunluğu kadar zillet ittifakına oy verenleri de üzmüş, kırmıştır. CHP’ye ve bağlaşıklarına bel bağlayan kitlelerin çoğunluğunun, zillet ittifakına verdikleri oyların boşa gittiğini görerek büyük bir nedamet ve pişmanlık hissine kapıldıkları bir gerçektir.”
“GÜLÜNÇ BİR ORTA OYUNU SERGİLEMİŞLERDİR”
“14 Mayıs akşamı kurulan güldürü sahnesi, CHP ismine utanç verici bir ibret tiyatrosudur.” sözünü kullanan Yalçın, şunları kaydetti:
“Bu ortada birer kamu vazifelisi oldukları ve devletten maaş aldıkları halde, kendi vilayetlerindeki problemlere eğilmek yerine siyaset seyahatleri yaparak hata işleyen iki belediye lideri, seçim akşamı sandık sonuçları geldikçe milletin gözünde küçülmüşlerdir. O akşam iki metropol kentimizin belediye lideri, manipülasyona, spekülasyona tenezzül ederek acemi komedyenler misali, gülünç bir orta oyunu sergilemişlerdir.
İP’li meddahlarıyla birlikte zillet ittifakı hezimetinin sebebi ve mimarı sayılması gereken bu iki figür, saptırma, aldatma ve inkar siyasetinin istekli temsilcileri, ortak sembolü olmuşlardır. CHP Genel Lideri ve zillet ittifakının cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ise uydurma sevecen, kelamda hoşgörülü ve palavradan helalleşmiş aday formundan süratle sıyrılarak gerçek ve sinsi yüzünü gösteren bir görüntü yayımlamıştır.
Kılıçdaroğlu, 28 Mayıs’ta Recep Tayyip Erdoğan karşısında kaybedeceği şimdiden muhakkak olduğundan, ulusal iradenin tecellisi karşısında sakin kalmak yerine hazımsızca hiddete kapılmış, küplere binmiştir. Kılıçdaroğlu, hem hırsından hem de yenilgisinden dolayı masaları yumruklamaya başlamış, parti teşkilatı başta olmak üzere hayal kırıklığına uğrayarak adaylığını sorgulamaya başlayanları tehdit etmeyi seçmiştir.”
Yalçın, “CHP’ye kaybettirenin, zannettikleri üzere halkın parti siyasetlerini anlamaması değil, CHP’nin düçar olduğu iflah olmaz siyasi taassup ve Jakoben kafa” olduğunu belirterek, açıklamasında şu sözlere yer verdi:
“CHP’nin kurucu ayarlarından çoktan uzaklaşıp Marksist ve bölücü işletim sistemine geçmesi, bu partinin siyasi hezimetinin ana sebebi olmuştur. Hülasa, 28 Mayıs’ta vatandaşlarımız bu gerçeklerin ışığında bir kere daha sandığa gidecek, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı açık orta önde ve çoğunlukla yine cumhurbaşkanı seçecektir. MHP’nin, içinde büyük bir tutarlılık ve prensipli duruşla yer aldığı Cumhur İttifakı, ’21. Yüzyılda Başkan Ülke Türkiye’ mefkuresine müteveccihen başlattığı yürüyüşü 28 Mayıs’tan sonra mola ve fasıla vermeden devam ettirecektir.”
