Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, A Haber’de katıldığı canlı yayında gündeme ait değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir siyaset dehası olduğunu bir sefer daha teyit eden bir seçim süreci yaşadığını belirten Kalın, bunun bir rekor olduğunu söyledi.
Seçimi bütün Türkiye’nin kazandığını tabir eden Kalın, “Kaybedenler yok mu? Elbette var. ‘Hiç kimse kaybetmedi’ demek gerçek olmaz. Millet İttifakı’nın siyasi başkanları kaybettiler. Onlara takviye veren birtakım Kandil’in uzantıları, Kandil’in kendisi, FETÖ, Pensilvanya ve gibisi yapılar kaybettiler.” diye konuştu.
İbrahim Kalın, Türkiye Yüzyılı’nın herkesin yüzyılı olduğunu, güçlü, bağımsız Türkiye sürecinin bundan sonra daha süratli biçimde devam edeceğini kaydetti.
“Bundan sonraki süreç nasıl olacak? Sayın Cumhurbaşkanı ne vakit yemin edecek? Sonrasında yapılacak resepsiyona kimler davet edilecek?” sorusuna Kalın, “Takvim, YSK’nın açıklayacağı tarih ve kesin seçim sonuçlarına bağlı olarak şekillenecek. YSK iki tane kesin sonuç açıklaması yapacak, birisi Milletvekili Seçimleri, oburu de Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ile ilgili.” yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yemin ettikten sonra tıpkı gün bir misyona başlama merasiminin olacağını belirten Kalın, buraya vatandaşların yanı sıra milletlerarası konukların ve başkanların davet edileceğini, Cumhur İttifakı’nın paydaşlarının da burada olacağını aktardı.
Bunların akabinde kabinenin açıklanacağını söz eden Kalın, YSK’nin yapacağı açıklamanın akabinde hem Meclisin hem de Cumhurbaşkanlığının takviminin netleşeceğini lisana getirdi.
“BÜYÜK BİR MİSYONA BAŞLAMA MERASİMİ YAPILACAK”
Seçimlerin sona ermesinin akabinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın programlarının başladığına dikkati çeken Kalın, “Cumhurbaşkanı’mızın bugünden itibaren ağır mesaisi başladı. Milletlerarası tebrik telefonları geliyor. Bugün birçok devlet lideriyle, önderle görüşecek. Yarın diğer programları olacak. Bu akşam Biden ile bir telefon görüşmesi var. Putin ile planlanıyor. Yalnızca onunla değil, Almanya, Fransa, İsrail, Yunanistan, İspanya, NATO Genel Sekreteri, Hollanda, Ukrayna… Bunların hepsi bugün telefon görüşmesi için planlanıyor.” dedi.
Kalın, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Biden ile görüşmesinde, kendisini yemin merasiminden sonra yapılacak resepsiyona davet etmesi kelam konusu mu?” sorusuna, şu cevabı verdi:
“Biz, prensip olarak ederiz. Kendileri nasıl kıymetlendirir, artık onlara kalmış bir şey. Dünden beri enteresan bir şeyi paylaşmak isterim. Dün sonuçlar mutlaklaşmaya başlayınca, dünyanın her yerinden aramaya başladılar. Bazıları direkt ulaşabildi, görüştürebildik, bazılarının notunu aldık, bazıları yazılı bildiri gönderdi. Ben, kaç yıldır bu işlerin içeresindeyim, birinci sefer milletlerarası toplumun, yani dünya başkanlarının Cumhurbaşkanı’mızı tebrik için bu kadar süratli hareket ettiğine şahit oluyorum. Dün akşam itibariyle onlarca devlet lideri tweet atarak veya yazılı bildiri göndererek tebriklerini iletti. Onların bir kısmıyla Cumhurbaşkanı’mız telefonla görüşebildi. Gerisi de bugün devam edecek. Bence bu da bir şeyi gösteriyor, dünya ülkeleri de milletlerarası toplum da hem Türkiye’nin değerini hem de bu kadar kıymetli bir ülkenin başında Tayyip Erdoğan üzere bir başkanın bulunmasının ne manaya geldiğini daha âlâ kavramış durumda.”
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın misyona başlaması merasimi için hazırlığınız nasıl?” sorusu üzerine İbrahim Kalın, “2018’de, dün akşam balkon konuşmasının yapıldığı meydanda geniş iştirakli bir merasim yapmıştık. Tekrar orada yapacağız. Vatandaşlarımız, meslek örgütleri ve siyasi parti temsilcilerinden oluşan geniş bir kalabalık olacak. Memleketler arası önderler de olacak. Binlerle söz edebileceğimiz büyük bir vazifeye başlama merasimi yapılacak.” diye konuştu.
“CUMHURBAŞKANI’MIZ İSTİŞARELERE DEĞER VEREN BİR LİDER”
“Cumhurbaşkanı Erdoğan dünkü balkon konuşmasının iktisat kısmında ‘uluslararası prestije sahip bir finans yönetimi’ dedi. Buradan kasıt hiç bilmediğimiz isimler mi, yoksa daha evvel vazife almış isimler mi? Eski Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in de bir tebrik bildirisi oldu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a. Bu husustaki niyetleriniz nedir?” sorusu üzerine Kalın, “Bu isim kompozisyonu her halde olabilir. Cumhurbaşkanı’mız istişarelere kıymet veren bir başkandır.” sözlerini kullandı.
Mehmet Şimşek’in dolaylı takviyesini daima sürdürdüğünü lisana getiren Kalın, şöyle devam etti:
“Bundan sonra da vermeye devam edecek. Bunun biçimi ne olur, kabineye girer, giremez onu bilemiyorum. Cumhurbaşkanı’mızla da biliyorsunuz bir görüşmesi oldu. Ben de kendisiyle birkaç kere telefonda görüştüm. Kendisi aslında bu sürece makamdan, durumdan bağımsız olarak her vakit takviye vermeye devam edeceğini söz etti. Onun hali önümüzdeki günlerde netleşir. Fakat Mehmet Beyefendi bize bu alanlarda katkı vermeye elbette devam edecek. Geçmişte Cumhurbaşkanı’mızla birlikte çalışmış, değerli bir arkadaşımız. Kendisinin milletlerarası piyasalarda da uygun bir prestiji var. İktisat etraflarında bilinen birisi. Çok da hoş katkı verdi. Önümüzdeki günlerde de kabinede olur olmaz lakin Mehmet Beyefendi bizim iktisat siyasetlerimize katkı vermeye devam edecektir.”
“ABD’NİN YAPMASI GEREKEN…”
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, “Türkiye’de 5 yıllık netleşen bir iktidar var. Nasıl bir Türkiye-ABD alakaları bekliyorsunuz?” sorusuna karşılık, Türkiye’nin ulusal çıkarlarını gözeten bir perspektifle, yalnızca ABD ile değil, dünyanın bütün ülkeleriyle âlâ münasebet içerisinde olmak için efor sarf etmeyi sürdüreceklerini söyledi.
Türkiye-ABD ilgilerini zehirleyen iki temel mevzu bulunduğunu lisana getiren Kalın, “Birincisi Obama devrinde başlayan PYD ve YPG, hasebiyle PKK’ya verilen dayanak. İkincisi de FETÖ problemidir. Bugüne kadar Amerikan idaresinin FETÖ teröristleri konusunda hiçbir adım atmamasıdır.” dedi.
Türkiye’nin bu iki hususta geri adım atmasının kelam konusu olmadığını, bundan sonra daha güçlü, azimli, kararlı bir formda hem PKK’ya hem de FETÖ’ye karşı çabayı dünyanın her yerinde devam ettireceklerini vurgulayan Kalın, şunları kaydetti:
“Burada ABD’nin yapması gereken PKK, PYD ve YPG’ye verdiği takviyenin hem taktik, hem stratejik açıdan bir yanılgı olduğunu anlayıp, bundan vazgeçmesi. Bizim konumumuz bu, ABD bunu yapar, yapmaz farklı bir şey. Biz, onları bu noktaya getirmek için yalnızca argüman lisana getirmiyoruz. Biz, alanda ulusal çıkarlarımız neyi gerektiriyorsa onu yapmaya da devam ediyoruz. 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünden sonra Suriye’ye üç askeri harekat yaptık. Bu üç kara harekatı Amerika’nın, Avrupa’nın, milletlerarası koalisyonun bütün itirazlarına karşın yapıldı ve bunu ulusal imkan ve kabiliyetlerimizle yaptık.”
“İNANILMAZ BİR HAVA KUVVETİNE ULAŞTIK”
“ABD Lideri Joe Biden’den F-16 ve F-35’ler konusunda kısa vadede bir şey bekliyor musunuz?” sorusuna Kalın, “Amerika bizim ilgi kurduğumuz aktörlerden bir adedidir. Elbette ki değerli bir aktördür. Fakat kimilerinin zannettiği üzere biz, dünyayı Amerika perspektifinden görmüyoruz. Kendi ülkemizi Washington üzerinden okumuyoruz. Oradaki analistler üzerinden kendimizi anlamaya ya da anlamlandırmaya çalışmıyoruz.” yanıtını verdi.
Kalın, F-16’lar konusunu siyasi pazarlık haline getirenin Amerikan Kongresi olduğunu belirterek, 2 ay evvel Washington’a gittiğinde Türkiye ile ilgili senatörlerin yüzde 10’u ile görüştüğünü hatırlattı.
Türkiye’nin F-16 programının ilerlemesini istediğini belirten Kalın, “İlerlemezse bu dünyanın sonu değildir Türkiye için. Bizim, bu mevzu üzerinden kimseyle arbede etmek üzere bir niyetimiz yok. Bizi adeta esir almalarına müsaade etmeyiz. Öbür alternatifler gündeme gelir. Biz, 10 yıl evvel hiç konuşulmayan, hayal dahi edilemeyen inanılmaz bir hava kuvvetine ulaştık SİHA’lar üzerinden. Çağdaş hava savaş tarihinin seyrini değiştiren büyük ataklar atıldı.” dedi.
“Seçimler de bittiğine nazaran, Suriye ile önderler ortasında ikili tepe ne vakit mümkün?” sorusuna Kalın, “Şu anda çabucak planlanmış bu türlü bir tepe, tarih yok. İlgili bakan arkadaşlarımız, İstihbarat Başkanı’mız bu evrakları olgunlaştıracaklar, bir noktaya getirecekler. Ondan sonra bir noktada bu türlü bir görüşme kelam konusu olabilir. İhtimal dışı değil. Ancak çabucak önümüzdeki kısa vadede bu türlü bir görüşme planlanmıyor.” cevabını verdi.
İbrahim Kalın, Suriyelilerin ülkelerine dönüşünün, Türkiye’ye yeni bir güvenlik sıkıntısına dönüşmeden gerçekleştirilmesi gerektiğine vurgu yaparak, birinci basamakta 1-1,5 milyon Suriyelinin dönüşü için plan yapıldığını aktardı.
