Marmara’da kuşağı tükenmekte olan “dev midye” pina çoğalıyor.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Bilimleri Fakültesi’nde misyonlu bilim insanları, Marmara Denizi’nde biyoçeşitlilik çalışmalarını sürdürüyor.
R/V Yunus-S araştırma gemisiyle yürütülen çalışmalar kapsamında, fakültenin bilim insanları Marmara Denizi’nde belirlenen alanlarda dalış yaptı.
Yapılan çalışmada, bir midye tipi olan jenerasyonu tükenme tehlikesi altındaki pinaların sayısının arttığı gözlendi.
“SADECE MARMARA DENİZİ’NDE GÖREBİLİYORUZ”
İÜ Su Bilimleri Fakültesi Balıkçılık ve Su eserleri Sürece Teknolojisi Kısmı Öğretim Üyesi Dr. Benal Gül, pinaların Akdeniz’e mahsus çift kabuklu, bir midye çeşidi olduğunu söyledi.
Pinaların 1 metreye kadar büyüyen canlılar olduğunu, daha çok sıcak, güneş ışığının girdiği pak sularda yaşadığını belirten Gül, “Pinalar Ege ve Akdeniz’de sağlıklı denizel ortamın göstergesidir. Ancak son 10 yıldır yaşanan bir hastalık sebebiyle pinalarda büyük bir vefat oldu. Neredeyse Akdeniz ve Ege sularında tek bir canlı birey kalmadı.” diye konuştu.
Dr. Gül, Marmara Denizi’nin Ege ve Akdeniz’den gelen tuzlu suyun tesiri altında olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:
“Marmara’da pinalar daha evvelki periyotlarda de vardı. Ama Karadeniz’de bu tıp hiç yok. Pinaları şu anda yalnızca Marmara Denizi’nde görebiliyoruz. Pinalar Çanakkale Boğazı’nın kuzeyinden itibaren Güney Marmara tarafında görünüyor. İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi olarak yaptığımız çalışmalarda pinaları tespit ettik. Tavşan Adası müsilajdan sonra Özel Muhafaza Alanı ilan edildi. Burası fakültemize çalışılması üzerine tahsis edildi. Bu bölgelerde dalış yaptık, suyun altında pinaların olduğunu tespit ettik. Tavşan Adası’nda 40 metrenin altında pina bireylerine rastladık. Tekrar Tarım ve Orman Bakanlığının İstanbul Yapay Resip Projesi kapsamında Kınalıada ve Heybeliada kıyılarında yeni pina bireylerini gözlemledik. Bu bizim için sevindirici, kıymetli haber.”
“PİNA POPÜLASYONU KENDİSİNİ ÜREMEYE AÇTI”
Pinaların korunmasının deniz ekosistemi için kıymetli olduğunu vurgulayan Gül, pinaların olduğu alanda balıkçılık faaliyetlerinin denetim edilmesi gerektiğini söz etti.
Dr. Gül, insanların deniz ekosistemi üzerinde tesirinin büyük olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:
“Pinalar suyu süzerek beslenen canlılar. Su kolonu içerisindeki atık organik maddeyi karbon dönüşümü içerisinde dönüştüren canlılar. Onların varlığı aslında bize sistemin sağlıklı olduğunu gösteriyor. Yeni pina bireylerinin stoka katılıyor olması, pina popülasyonunun kendisini üremeye açtığını ve sayılarının gittikçe artabileceğini gösteriyor. Ayrıyeten pinalar suyu süzerek beslendikleri için de çok artış gösteren canlıların ve hatta müsilajın da doğal yolla bertarafında rol oynayabilir. Kıymetli olan bu değerli canlının mevcut nüfusunun korunması ve hatta artması için gerekli hami önlemlerin alınmasıdır.”
