Kahramanmaraş merkezli zelzelelerin akabinde uzmanların mümkün İstanbul sarsıntısına dikkat çekmesiyle İstanbullular oturdukları binaların durumunu öğrenmek için harekete geçti.
Bu nedenle kentsel dönüşüme de talep atarken Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği (AYİDER) Lideri Melih Tavukçuoğlu, 10-20 yıl ortasında İstanbul’un kentsel dönüşümle yenilenebileceğini belirtti.
Tavukçuoğlu, dönüşümün süratlice yapılması için kamunun öne çıkması gerektiğini söyledi.
İstanbul üzere büyük bir kentin dönüşümü için özel fon temin edilmesi gerektiğine dikkati çeken Tavukçuoğlu, “Vatandaşa ana parayı ödemek şartıyla faizsiz borç verilebilir. Bu dönüşüm lokal müteahhitlerle kısa müddette yapılacak bir bahis değil. Dışardan sıfır ya da çok düşük faizli nakit bulmamız lazım.” diye konuştu.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’taki sarsıntıların olduğu bölgede 13 milyon insan yaşadığını, buranın ayağa kalkması için yaklaşık 100 milyar dolarlık bir bütçenin öngörüldüğünü anlatan Tavukçuoğlu, “İstanbul çok daha sıkıntı bir kent olduğu için bunun en az 2-3 misli yani 300 milyar dolar üzere bir nakit lazım. Bu sayede İstanbul’u caddesi, okulu, hastanesi ile yenileyebiliriz.” tabirlerini kullandı.
“İSTANBUL’DA RİSKSİZ BİNA YÜZDE 10-20”
Tavukçuoğlu, İstanbul’da arsa kıtlığına dikkati çekerek, mevcutların da çok kıymetli olduğunu anlattı.
Eski binalar yenilediğinde fiyatların astronomik biçimde arttığını, bunun da insanların yeni mesken sahibi olmasını zorlaştırdığını söyledi.
Türkiye’de 1950’li yılların sonuna hakikat betonarme binaların yapılmaya başlandığını hatırlatan Tavukçuoğlu, şöyle devam etti:
“Ancak apartman hayatına geçtiğimiz bu yıllarda beton ve inşaat kalitesi çok zayıftı. Bugünkü demir ve beton kalitesi yoktu. Bu binaların ekonomik ömürlerini tamamladığını varsayıyoruz. Maalesef 40-50 yıllık bu binaların büyük bir kısmı da mimarlık ve mühendislik hizmeti almamıştır. Bu biçimdeki binaları ayakta tutmamız çok sıkıntı. Lakin 1999 sarsıntısından sonra bu iş çok ciddiye alındı. Son sarsıntıdan sonra eminim başta biz müteahhitler olmak üzere herkes işini daha ciddiye alıp, çok daha hassas ve titiz çalışacağız. Bundan sonra yapacağımız binalar 80-100 yıl dayanacaktır. Mümkün İstanbul sarsıntısında, 1999’dan sonra yapılan binalarda çok büyük sorunlar yaşayacağımızı düşünmüyorum. İnsanlarımız bu binalardan sağ çıkarlar. Lakin 40-50 yıllık binalarda bunu söylemek mümkün değil. İstanbul’da risksiz diyeceğimiz binalar yüzde 10 ila 20 ortasındadır.”
“İNSAN GÜCÜMÜZ, BİLGİMİZ, BİRİKİMİMİZ VAR”
Depremden sonra hazırlanan kentsel dönüşüm dayanak paketinin değerini vurgulayan Tavukçuoğlu, konut başına verilen 600 bin liralık kredinin 1 milyon 200 bin liraya çıkarıldığını, müteahhitler olarak bunun 2,5 milyon liraya çıkarılmasının daha uygun olduğunu düşündüklerini kaydetti.
Tavukçuoğlu, maddi imkan sağlandığı takdirde kentsel dönüşümün çok çarçabuk yapılacağının altını çizerek, “Bizim insan gücümüz, bilgimiz, birikimimiz var. Biz, bu dönüşümü yaparız. Nasıl ki zelzele bölgesinde devletimiz inisiyatif aldı, ikinci aya girmeden 50 bin konutun ihalesi yapılıp, inşaata başlandıysa kentsel dönüşümü de bu halde yaparız. Bize kaynak lazım. Parayı devletimiz bulsun biz müteahhitleri davet etsin, ‘yapacağın yer burası, haydi başla’ dediği anda 10-20 yıl ortasında İstanbul’u yenileriz.” diye konuştu.
“EVİM KÜÇÜLECEK” FİKRİYLE KENTSEL DÖNÜŞÜMDEN KAÇINILIYOR
Kentsel dönüşümde herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini anlatan Tavukçuoğlu, şöyle devam etti:
“Evi 100 metrekare olan bir vatandaşa müteahhit bu konutu 75 metrekare olarak yenileyelim, yüzde 25 ile de koyduğum sermayeyi karşılayayım’ diyoruz. Lakin vatandaş, ‘Hayır, sen bana yeniden 100 metrekare daire ver’ diyor. Benim paramla binasının yenilenmesini istiyor. O yüzden ilerleyemiyoruz. Elli yıllık, 100 metrekarelik bir binayla yeni yapılmış 75 metrekarelik bir bina ortasında tekrar 1’e 3 bedel farkı var. Konutunu yenilendikten sonra 3 misli değerliye satabilir. Lakin vatandaş bunu düşünemiyor, ‘Benim konutum küçülecek 3 odadan 2 odaya düşecek’ diyor. Düşsün fakat fiyatı artıyor. Ayrıyeten sarsıntıya güçlü binalarda yaşayacak. Bunu göz gerisi ediyor.”
Gerek vatandaşın gerekse devletin imkanlarıyla meskenlerin bir an evvel yenilenmesi gerektiğini vurgulayan Tavukçuoğlu, “Depremin ne vakit geleceğini bilemiyoruz. O yüzden bir an evvel bu yeni ve sağlam konutlara geçmeliyiz.” diye konuştu.
